Tolga Şardan: İBB soruşturması MHP’ye de mi yönelecek?
Tolga Şardan "İBB soruşturmasında Cumhur İttifakı çatlağı: Soruşturma MHP’ye de mi yönelecek?" başlıklı yazısında gözaltına alınan iki MHP'li isme dikkat çekti.

Fotoğraf: MHP
Gazeteci Tolga Şardan T24'teki köşesinde "İBB soruşturmasında Cumhur İttifakı çatlağı: Soruşturma MHP’ye de mi yönelecek?" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
İddiaya göre, İBB’ye yönelik ikinci dalga gözaltılarda MHP’ye yakın iki şüpheli yer aldı. Şüphelilerden birisinin iş insanı Diğerinin halen görev başındaki İBB bürokratı olduğunu öğrenen Şardan, "Hem iş insanı hem de belediye üst yöneticisinin bulundukları konum fazlasıyla önemli" dedi. MHP Milletvekili Levent Uysal’ın araçlarının, “şüpheli mal varlığı” şeklinde hükûmete yakın yayın organlarınca kamuoyuna duyurulması ile MHP Genel Merkezi’nde “soruşturma nereye yöneliyor?” sorusunun konuşulmaya başlandığını belirten Şardan, "Fitili CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ateşledi. Başarır, önceki gün TBMM’de Genel Kurulu’nda yaptığı açıklamada, İBB soruşturması çerçevesinde kapalı garajda bulunan değeri yüksek otomobillerin sahibi olarak MHP’li bir siyasetçiyi işaret etti. Sonrasında kulislere, söz konusu siyasetçinin aynı zamanda Başarır’ın da hemşehrisi olan MHP Mersin Milletvekili Levent Uysal olduğu iddiası düştü." diye kaydetti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturması çerçevesinde yeni bilgiye ulaştığını belirten Şardan şu ifadere yer verdi:
"İddiaya göre, İBB’ye yönelik ikinci dalga gözaltılarda MHP’ye yakın iki şüpheli de yer aldı.
Edindiğim bilgiye göre, şüphelilerden birisi iş insanı. Diğer ise, halen görev başındaki İBB bürokratı. Hem iş insanı hem de belediye üst yöneticisinin bulundukları konum fazlasıyla önemli.
MHP Genel Merkezi’nde etkin konumda olan parti üst yönetiminden bazı isimler, söz konusu iki şüpheliyle ilgili süreci yakından takip etti.
Bu noktada, iki şüphelinin suçlu olup olmadığının yargılama sonucuyla kesinleşeceğini bir kez daha belirtmekte fayda var. Zira, kimileri peşinen “suçlu” kararını vermiş olsa da evrensel hukuk hükümleri yargılama sonucunun beklenmesini emrediyor.
Savcılık talimatıyla gözaltına alınan şüpheliler arasındaki iki kişi, önce savcılık tarafından tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi. Ardından da tutuklanarak cezaevine gönderildiler.
MHP’nin etkin isimlerinin yakından takip etmesine karşılık, iki şüphelinin tutuklanması, partide huzursuzluk kaynağı oldu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in başında olduğu İBB soruşturmasında iki şüphelinin tutuklanması hem de MHP Milletvekili Levent Uysal’ın araçlarının, “şüpheli mal varlığı” şeklinde hükümete yakın yayın organlarınca kamuoyuna duyurulması Balgat’ta dikkat çekici bulunmaya başlandı son üç gündür.
Hatta daha ötesinde MHP Genel Merkezi’nde “soruşturma nereye yöneliyor?” sorusunun koridorlarda konuşulmaya başlandığını söylemek yanlış olmaz.
Adliye ile polis arasında sıkıntı mı var?
Bu arada bir diğer huzursuzluk, çok seslendirilmese de Emniyet kulislerine hâkim olmaya başladı bir süredir.
Konu şu; yakın geçmişte, iç siyasete yansıması olacak büyük adli soruşturmalarda adliye ile emniyet birlikte hareket etti.
Ergenekon sürecinde de bu yöntem kullanıldı. Elbette, adli soruşturmalarda polis birimlerinin adli kolluk amiri savcılıktır. Polis, savcının talimatıyla, savcının tanıdığı inisiyatifle hareket eder. Hukuk önünde işin asıl sorumlusu adliye olmasına karşın pek çok önemli soruşturmada savcılık, polis birimleriyle birlikte yol alır.
Ancak bu sefer sürecin, iki kurum arasında sıkıntılı yürüdüğü konusunda bilgiler var emniyet kulislerinde.
Teşkilatı yönetenler bunun farkında mı bilmiyorum ancak İstanbul’da soruşturmaya dahil olan polisler arasında yaşananlardan rahatsızlık duyanların bulunduğu belirtiliyor.
Özellikle evrak düzenlenmesi ve gözaltı işlemlerindeki yöntemler konusunda İstanbul Emniyeti ile İstanbul Adliyesi arasında görüş farklılıklarının yaşandığı ve oluşan tablonun Ankara’ya kadar ulaştığı ifade ediliyor kimi kaynaklarca."
İBB istedi, bakanlık taş koydu!
Şardan, İBB soruşturmasında gözaltına alınan Eski İstanbul Zabıta Daire Başkanı Engin Ulusoy'a da dikkat çektiği yazısınında Ulusoy'un ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla tutuklandığını ancak bürokratın kendisine yönelik iddiayla ilgili İçişleri Bakanlığı’nın soruşturması sonucunda sürecin hukuka uygun bulunduğunu aktardığını belirtti.
Ulusoy’un ifadesinde ilginç bir bilgi daha verdiğini ifade eden Şardan, "Buna göre Ulusoy, özetle, İstanbul’daki zabıta sayısının yeterli olmadığını, İBB’nin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan kadro talebinde bulunduğunu, bakanlığı ya az sayıda ya da hiç kadro vermediğini vurguladı. Daha önceki Büyüteç’te, İçişleri Bakanlığı’nın, AKP dönemi dışında kalan takvim için İBB’ye 2022’de özel teftiş, 2024’te ise genel teftişi yaptırdığını duyurdum. Müfettişlerin, her iki teftiş raporunda dikkat çektikleri konulardan birisi, İstanbul’daki zabıta sayısının azlığı ve hizmetin aksamasıydı." (Politika Servisi)
Evrensel'i Takip Et